Kayıtlar

2022 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Örümcek ipi

Resim
  Örümcek ipi ( 蜘蛛の糸 ) Ryūnosuke Akutagawa Çeviri: Merve Yiğit   İnsanlar öldüklerinde nereye gider? Hayattayken iyi şeyler yapanlar cennete, günahkârlar (kötülük yapanlar) cehenneme gider. O halde cennet nasıl bir yerdir? Kutsal Oşaka-sama [1] cennette yaşar. Orası güzel kokular yayan çiçeklerle kaplı, sessiz sedasız bir yerdir. Cennet keyif vericidir. Peki ya cehennem? Orada şeytan yaşar. Şeytan elindeki sopayla günahkarlara vurur. Cehennemlikler her gün eziyet görür, acı çeker, üstelik kaçmaları da mümkün değildir. Cehennem korkutucudur. Günlerden bir gün Oşaka-sama, cennet havuzunun kenarında tek başına gezinmekteydi. Havuzda lotus çiçekleri açmıştı. Bembeyaz çiçeklerin tam ortasındaki altın renkli kısımdan etrafa güzel kokular yayılıyordu. Ortalık çok sessizdi. Sabah vaktiydi. Sonra birden, Oşaka-sama durup lotus çiçeklerinin arasından havuza göz attı. Havuzun aşağısında cehennem yer almaktaydı. Su o kadar berraktı ki cehennem kolayca görülebiliyordu. O...

Ay ışığı

Resim
ay ışığına aşinayım çünkü ona sırrımı anlattım. bir yengeç benden daha iyi bilir ay ışığı ile yaşamayı, dolunay vaktinde gecikmeden sahilde olmalı ama ben ayı daha iyi tanırım ondan     çünkü bir tek ben, ay ışığına şiir yazabilirim bu yüzdendir tanıdık olmak, aşinalık ile sağlanır. yengeç, ışığın  faydasını bilir budur tek düşüncesi oysa aya bakıp "ne kadar dingin bir ruhu var, öylece durur gökte"     diyebilen, bir tek benim. yoksa ayın da birden fazla ruhu mu var hesse'nin dediği gibi, hayvanların, mesela kurdun bile 'çok ruhlu' olduğu yazan o değil miydi. peki humbold'a ne demeli? güya şöyleydi anısı: ormanda geziyormuş, gece 11 olmuş da o esnada ağaçların arasında bir bağırışmış başlamış bizim yazar sormuş, "nedir bu gürültünün sebebi?" demişler efendim, kutlamadır bu "hayvanlar dolunayı kutluyor, ay ışığının güzelliği ile eğleniyorlar."     ... yerliler yalan söyledi. insan hariç, doğada kimin doğum günü var?  yengeçler hiçbir şey ku...

Bir çiçek ya da benim için saksının anlamı

Resim
Bu çiçek tasarımı Kenji Kumaki'e ait. [1] Beni çok etkiledi. Neden etkilediğini anlatmak istiyorum. Japoncada vahşi/yaban sözcüğünün ( 奔放 ) "yerleşik olmayan" anlamına geldiğini yazmıştım. Yerleşik değilse, sınıra tabii tutulmaz. Saksı ise çiçeğin sınırıdır. Bu sınırı aşmadan insanlığın arasına/eve alınamaz. Lakin aşılan şeyin içindedir artık. Saksı sınır ve sınırlamadır. Eve giren her çiçek ehli duruma gelmiştir; kediye verilen mama, köpeğe takılan tasma, kuşa sunulan kafes, balığa atılan yem gibi, çiçek saksıya girmiş ve evcilleşmiştir. Evcilleştirmenin hayati ihtiyaçlardan doğduğu düşüncesi yaygındır. Halbuki koyun, kuzu gibi hayvanların tarlada, işte güçte yardımcı olsun diye değil; tanrılara kurban ederken daha uysal dursunlar diye evcilleştirildiğini okumuştum. Bazı tahılların geçmişi de öyle. Ritüellerde içki olarak kullanılması, belki de besin ihtiyacından çok daha kuvvetli bir şekilde, arpa buğday gibi bitkileri insanlığa yakın bir konuma getirmiş. [2] Din...

İpek böceği güvesine ithafen

Resim
Sana iyinin ve kötünün olmadığı bir yerden konuşuyorum. Burada artık etik yok. "Naparsın, hayatın gerçeği böyle" cümlesi hükümranlığını kurduğu sırada; beşikteki çocuklar, yeni doğmuş hayvanlar, tohumdan sıyrılmaya çalışan bitkiler ile damarlarına biraz su biraz toprak alarak kendini var etmeye çalışan tüm mineraller, o çok sevdiğim yazarın dediği gibi, uğruna ölecek soylu bir sebep kalmadığını anlamıştı. Silahlar patladı ama camlar kırılmadı. O günden sonra içimizi ısıtacak sözcüklere de ihtiyacımız kalmamıştı. Zaten ben, gönül teline dokunacak bir tını duymak yerine; her şeyin donuklaşmasını, kurumasını, dağılıp un ufak olmasını istiyordum. Böylece, arz paramparça olunca, yer altındaki gizli cevhere kendiliğinden kavuşuruz belki diye umuyordum.  Cevherin yerin altında olduğunu kim söyledi gerçi? Görüyorsun, insanın tüm ince zevkleri kalın bir görgüsüzlük ve acı içeriyor. Kaynar suya atılarak can verme gibi bir sonu sana yakıştıramıyorum. "Seçici merhametim" se...