Kayıtlar

Mart, 2021 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Çöl masalı

Resim
Bu çok ama çok kısa bir masal: Engin çölün üzerinde Tek başına duran Güneş Demiş ki,  “Issız kumların arasında parlıyor, Geceyi gündüze getiriyorum. Lakin şu koskoca diyarın ortasında Üzerine yansıyabileceğim tek bir su yok.” Bana beni gösterecek                Tek bir parça                                Yok. Güneş büyük bir yalnızlık içinde, üzülmüş. Zamanla üzüntüsü öfkeye dönüşmüş. O kadar kızmış ki, gitgide ısınmış. Isınmış ve bir daha da soğumamış yüreği. Bu yüzden çöller dünyanın en sıcak yerleriymiş. *** Eski insanlar dermiş ki, ne kadar çok görünür olursan, yalnızlığın o kadar artacak; kabiliyetin ne kadar büyükse, mahrumiyetin o kadar çoğalacak. Zaman böyle akmış. Herkes birbirini Güneş’in ışığında görürken, o kendini bile görememiş [1] . Herkesi ısıtmış da kendi ısınamamış. Güneş olmanın bedeliymiş bu, adaletin tecellisi. İsimsiz biri yaz...

Su kenarı, düş ortası

Resim
Derenin kenarında durdum. Akışına imrendim. Nereye gittiği belliymiş gibi görünen ama yalnızca kendisinin bildiği o gizli yol. Hayır, nehirler haritada işaretlenen yerde doğmaz ve haritanın gösterdiği yere varmazlar. “Nehirler evrenin aktif gizemleridir” diyen Annie Dillard’ı [1] hatırlıyor musun? Hâlâ romanını baştan sona okuyamasam da o pek sevdiğim paragrafı şöyle çevirebilirim: …Tinker ve Carvin (deresi), her daim canlı, aktif birer gizem. Onların gizemi, durmadan devam eden varoluşun sırrıdır ve tüm bu takdir-i ilahi, geleceğin belirsizliğine, sabit olanın dehşetine, şimdiki zamanın çözülmesine, güzelin karmaşıklığına, yaratıcılığın baskısına, özgürlüğün belirsizliğine ve mükemmelliğin kusurlu doğasına işaret eder. [2] Sırrım kalmadı, bak tek tek anlatıyorum her şeyi. Yine de su olsam nerede akardım diye düşünüyorum; derin vadinin ortasında, haşmetli şelalenin yamacında, yoksa bir köy çeşmesinin ağzında mı? Bilmiyorum, ama coşkuyla taşamayacağım kesin. Ah bu benim ağır aksa...

Harpy Kartalı'na ithafen

Resim
A cını tarif edebiliyorsan eğer demek ki henüz ölmemişsin. Şimdi çıkar saplanan tüm okları da başucuna koy. Savaşmaya değecek bir şey kalmadı dediğimde, dinlemeden çıkıp gittin ve hızla uçtun. Fakat öfkeni üzerine sürdüklerin yalnızca birer korkak dilenci. Nihayet bunu fark ettiğinde, öyle üzücüydü ki geri dönüşün, başının öne düşüşünü hala unutamıyorum. Lirizmi burada artık bir kenara bırakalım, yollar tenhalaşıyor. Siyah çamlar göğün ışığını emmiş ama ne tuhaf, daha da koyu görünüyorlar. Fakat aydınlığı kesen senin kanatlarınsa eğer, karanlıkta var olmaya razıyım. Yalnızca güzel ve asil birine sadık kalabilirim. Sadakat problemi: kendini layık görememek. Yine de yanında yaşamama izin ver, Harpy Kartalı . Sana ormandaki tüm işaretleri toplayacağım. Ne de olsa patikalar artık izimden usandı ve hep aynı dağda yankılanıyor sesim. “Ağaçlar kimsenin yolunu kesmez ama seni kandırabilir” dedin. Bense o kadar çok ağaç kestim ki artık konuşmaz oldular. Affedilmek için zaman var mı? Lirizmi b...