Kayıtlar

Nisan, 2021 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Dil meselesi

Resim
Bu yazıyı, Japonca çalışma sürecimi ve yararlandığım kaynakları paylaşmak için yazıyorum. Fakat başlamadan önce, kaynakların İngilizce olduğunu belirtmeliyim. İkincisi, Japonca bilgim şu an B1 düzeyinde, en azından öyle olduğu söyleniyor. “Söyleniyor” derken bir gerçeğe daha değinmiş oldum: henüz JLPT’ye girmediğimden, dil bilgimi kanıtlayabileceğim resmi bir belge yok elimde. İleri seviye bir öğrenci de değilsem eğer, o halde kim beni niçin dinleyecek?     Burada cevap kendi kendine çalışmakta yatıyor sanırım. Bir hocanız, sınıf arkadaşınız, gittiğiniz kurs, aldığınız ders vs. yoksa, kaderiniz “karşılaşmalara” göre şekilleniyor. En azından benim hik â yem öyle ilerledi. Hani toplama bilgisayarlar vardı eskiden, o misal, ben de sağda solda ne toplayabilmişsem; yani hangi bilgi, hangi kitap, hangi hoca ile karşılaşmışsam, öyle öğrendim Japoncayı. Dolayısıyla benzer yolda yürüyen insanlara bir yardımım dokunur belki diye anlatmak istiyorum. Yoksa yazmaya karar verene kadar ...

Doğa ile bütünleşmenin imkansızlığı üzerine (I)

Resim
“Doğa ile bütünleşmenin imkansızlığı üzerine” çok iddialı bir başlık değil mi? İlk kez yüksek lisans tezimi yazarken aklıma düşen bu konu hakkında fikir beyan edebilmek için daha yıllar boyu okuyup araştırmam gerekiyordu aslında. Lakin o idrak ediş seviyesine ve araştırmacı kişiliğe hiçbir zaman eremeyeceğimi fark etmemle birlikte, ya da kabullenmenin ardından, en azından delinin kuyuya taş atması gibi, kavramsal bağlantılara ve felsefi argümantasyonlara girmeden—ki tüm bunlar olmadan anlatacaklarım kurmaca metnin ötesine geçemeyecektir—aklıma takılan bu noktayı kuyu başındakilerle paylaşmak istedim. Gerçi kendimi deli olarak da görmüyorum, zira deli sıfatına ermek için bile önce bilmek gerek, oysaki ben bu aklı başındalığımla ve fakat entelektüel noksanlığımla ne deli ne de bilge olabilirim. O halde buna hikâye diyelim; hikâyem şu her zaman dile getirilen “doğanın parçası olmak,” “doğa ile bütünleşmek” ve hatta “doğada özünü bulmak” gibi retoriklerin acaba tüm bunlar birer safsata mı...